.post-body img { width: 500px!important; height: auto!important; }

23 Mart 2016 Çarşamba

Nasıl Oluştu Bu Evren?

DÜNYA VE EVREN NASIL OLUŞTU?

Bilim insanları, evrenin oluşumu hakkında tarih boyunca değişik görüşler ortaya atmıştır. Fakat bu görüşler incelendiği zaman hepsinin temelde iki farklı modelden birini savunduğu görülür. Bunlardan birincisi 1600`Iü yıllarda Newton (Nivtın)‘ın ortaya attığı, hareketsiz ve başlangıcı olmayan evren görüşüdür. Bu görüşe göre evren, sonsuzdan beri var olmuştur ve sonsuza kadar da varlığını ve şu anki halini koruyacaktır(Ünlü filozof olan Aristo da evrenin ezelden beri var olduğunu ve sonsuza kadar var olacağını düşünüyordu). İkincisi ise günümüzde; çoğu bilim insanı tarafından kabul gören,evrenin bir başlangıcının olduğu görüşüdür. Çünkü astronomideki son buluşlar evrenin sürekli bir genişleme içinde olduğunu göstermiştir.

"Eğer evren sürekli genişliyorsa, evrendeki gök cisimlerinin geçmişte birbirlerine daha yakın olmaları yani evrenin daha sıkışık olması gerekir." Hipotezinden yola çıkan Belçikalı bilim insanı Georges Lemaitre (Jorj Lometr) 1927 yılında 
"Büyük Patlama Teorisi"ni ortaya koymuştur. Bu teoriye göre evrenin bir başlangıcı vardır ve evren sürekli genişlemektedir. Ünlü astronom Edwin Hubble (Edvm Habll) da 1929 Yılında gök adalarının birbirinden uzaklaştığını gözlemleyerek evrenin devamlı genişlemekte olduğu hipotezini desteklemiştir.
Big Bang: Büyük Patlama Teorisi`ne göre evren bundan yaklaşık 15 milyar yıl önce büyük bir patlamayla oluşmaya başladı. Büyük Patlama (Big Bang) adı verilen bu patlama sonrasındaki süreçte gök adalar, yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleri meydana geldi.Büyük Patlama Teorisi bazı soruları hala cevaplayamamaktadır. Örneğin patlayan şeyin ne olduğu ya da bu patlamaya neyin sebep olduğu henüz tam olarak açıklanamamaktadır. Bilim insanları günümüzde bu konuyla ilgili yeterli bilgiye hala ulaşamamış olsalar da çalışmalarına devam etmektedirler. Böylece gelecekte evrenin nasıl oluştuğu ve nasıl yok olacağı ile ilgili bilgilere ulaşılabileceği düşünülmektedir.

Big Bang Teorisinin Tarihsel Seyrindeki En Önemli Aşamaları

* 1920`de Belçikalı astronom Georges Lemaitre, Einstein`ın genel görecelilik kuramına dayanarak evrenin bir başlangıcı olduğunu ve bu başlangıçtan itibaren sürekli genişlediğini ileri sürdü. Ayrıca, bu başlangıç anından arta kalan radyasyon üzerinde çalışma yapılırsa önemli verilere ulaşılacağını belirtti.
* Amerikalı astronom Edwın Hubble kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken, yıldızların uzaklıklarına bağlı olarak renklerinin de değiştiğini ifade etti. Ona göre yıldızlar hem dünyadan hem de birbirinden uzaklaşıyordu. (yani evren genişliyordu)
* Hubble`ın ortaya koyduğu bu gözleme göre evren genişliyorsa başladığı bir nokta da olmalıydı. İşte bu nokta çok büyük çekim gücü nedeniyle sıfır hacme sonsuz yoğunluğa sahip bir noktaydı. Evren, sıfır hacme sahip bu noktanın patlamasıyla ortaya çıkmıştı. Bu patlamaya “Bing Bang” dendi.
* 1948 yılında George Gamov`da evrenin büyük patlamayla oluştuğunu ve bu patlamadan arta kalan radyasyonun olacağını belirtti. Üstelik bu radyasyon evrenin her yanında eşit olmalıydı.
* Bu durumun açıklanması çok uzun sürmedi. 1965 yılında, Arno A. Penzias ve Robert W. Wilson adlı iki araştırmacı radyo teleskoplarındaki kaynağı belli olmayan bir gürültüyü gidermeye çalışırlarken sonradan “kozmik fon radyasyonu” adını verdikleri radyasyonu keşfettiler. Bu, evrenin tümüne dağılmış bir radyasyondu. Böylece uzun süredir evrenin her yerinden eşit ölçüde alınan ısı dalgasının Big Bang`ten günümüze gelmiş olduğu ortaya çıktı.
* Kozmik fon radyasyonu=fon ışıması: uzayın her yanından gelen bu ışıma Evren`in başlangıcını oluşturan büyük patlamadan arta kalan enerjinin göstergesidir.
* Bir diğer önemli aşama ise, uzaydaki hidrojen ve helyum gazlarının oranının bulunması oldu. Ölçümlerde anlaşıldı ki, evrendeki Hidrojen-helyum gazlarının oranı, Big Bang ‘den arta kalan hidrojen-helyum oranının teorik hesaplanmasıyla denkleşiyordu. Eğer evren sonsuz olmuş olsaydı hidrojenin tamamen yanıp helyuma dönüşeceği konusunda bilim adamları hemfikirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder